Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Köşe Yazıları
img

Ekrem Öncü

Yeminli Mali Müşavir

Kâr dağıtımında hangi mali tablolar dikkate alınacaktır?

  • 1 Mart 2021

YENİ DÜZENLEME GELİYOR, KAR DAĞITILSIN DAĞITILMASIN VERGİYE TABİ TUTULACAK!

Bu günlerde kar üzerine yeni vergi konuşulurken kar dağıtımı bakımından önemli bir konuyu ele alacağım.

11 Şubat 2013 tarihli köşe yazımın başlığı “Hangi Kar Dağıtılacaktır? Vuk'a Göre Oluşan Mı, TTK'ya Göre Oluşan Mı?” şeklinde idi. Yeni Ticaret Kanunu 2012 de yaşlaşmış ve hangi karın dağıtılacağı sorunu çözülmemişti. Ben de başlığını paylaştığım yazı ile kamu otoritelerine çağrıda bulunmuş ve bu kadar önemli bir konunun netliğe kavuşturulması gerektiğini ifade etmiştim. Başlığını verdiğim yazı ile konuyu tartışmaya açtıktan sonra konu hakkında çok sayıda makaleler yazıldı, görüşler öne sürüldü ve sonunda tebliğ düzeyinde kamu otoritesi görüşünü açıkladı.

Kar dağıtımı kısıtlamasına ilişkin olarak Ticaret Bakanlığınca 17 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de ‘6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 13. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ’ yayımlandı ve söz konusu tebliğ ile konu açıklığa kavuşturulmuş oldu.

Tebliğin 7. maddesinde “kâr payının hesaplanmasında; finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen standartlara uygun hazırlamak zorunda olanlar tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan, bunlar dışında kalanlar tarafından ise Vergi Usul Kanununa göre hazırlanan finansal tablolar esas alınacaktır. Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, Vergi Usul Kanununa göre tutulan kayıtlarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplam tutarını aşamayacaktır.”  şeklinde açıklama yapıldı. Bu düzenlemenin kısaca özü, düşük olan kar dikkate alınacaktır. İsabetli yerinde bir görüş olmuştur.

OLAĞAN GENEL KURULLAR MART SONUNA KADAR YAPILACAKTIR, BU GENEL KURULLARDA KAR DAĞITIMI KARARI ALINABİLECEK MİDİR?

Türk Ticaret Kanununun 409’uncu maddesine göre,

“Genel kurullar olağan ve olağanüstü toplanır. Olağan toplantı her faaliyet dönemi sonundan itibaren üç ay içinde yapılır. Bu toplantılarda, organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakere yapılır, karar alınır.”

Ticaret Kanununun 507’nci maddesine göre ise, her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. Şirketin sona ermesi hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır. Esas sözleşmede payların bazı türlerine tanınan imtiyaz haklarıyla özel menfaatler saklıdır. Sermaye Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.

Ticaret Kanununun 508’inci maddesi de, esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir. Yıllık kâr, yıllık bilançoya göre belirlenir.

Yukarıda yer verdiğimiz kanun maddeleri olağan genel kurulların izleyen yılın ilk üç ayı içinde yani Mart ayı sonuna kadar yapılması gerektiğini söylüyor. Ayrıca bu maddeler,  organların seçimine, finansal tablolara, yönetim kurulunun yıllık raporuna, kârın kullanım şekline, dağıtılacak kâr ve kazanç paylarının oranlarının belirlenmesine, yönetim kurulu üyelerinin ibraları ile faaliyet dönemini ilgilendiren ve gerekli görülen diğer konulara ilişkin müzakerelerin yapılacağını ve karar alınacağını söylüyor.

Bilindiği üzere Kurumlar Vergisi Beyannameleri izleyen yılın Nisan ayının son gününe kadar verilebiliyor. Dördüncü dönem Geçici Vergi Beyanları ise izleyen yılın Şubat ayının 17’sinin akşamına kadar verilebiliyor.

Kanun aslında şunu diyor, olağan genel kurulunu Mart ayı sonuna kadar dördüncü dönem Geçici Vergi Beyanına istinaden oluşacak Gelir Tablosu ve Bilançoya göre yapacaksın. Nitekim Kurumlar Vergisi Beyannameleri Nisan ayı sonuna kadar veriliyor. Bu halde, Mart sonuna kadar olağan genel kurullar yapılacağına göre, dördüncü dönem Geçici Vergi Beyanları dikkate alınarak hazırlanacak mali tablolar esas alınacaktır.

Burada firmalar Kurumlar Vergisi Beyannameleri verilmeden genel kurul yapılacağından tereddütler yaşayabiliyorlar. Yasal olarak genel kurullarda dördündü dönem Geçici Vergi Beyannamesine istinaden oluşacak mali verilere istinaden olağan genel kurul yapılamayacağına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Aksine genel kurulların takip eden yılın ilk üç ayı içinde yapılacağı düzenlemesi ile dördüncü dönem Geçici Vergi Beyannamelerine istinade oluşacak mali tabloların dikkate alınacağı söylenmiş olmaktadır.

Dolayısı ile şirketler Mart sonuna kadar yapacakları genel kurullarda dördündü dönem Geçici Vergi Beyanlarına ilişkin oluşacak mali tablolarını genel kurullara sunabilecek ve bu tablolara oluşacak kar için dağıtım kararı alabileceklerdir. 

2020, 2021 VE 2022 KÂRLARINA VERGİ GELİYOR!

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa “kurum kazançlarında vergi tevkifatı” başlıklı geçici 92 inci madde eklenecektir. Madde düzenlemesi aşağıdaki hükümleri içerecektir.

“Kurum kazançlarında vergi tevkifatı

GEÇİCİ MADDE 92- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren kurumların indirim ve istisnalar (5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentlerine göre kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar ile geçici 61 inci madde kapsamında elde edilen kazançlar hariç) düşülmeden önceki kurum kazancından hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kazanç tutarı üzerinden kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ay içerisinde söz konusu kurumlar tarafından 2020 yılı ve 2021 yılı vergilendirme dönemlerine ait kazançları için %10, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kazançları için %5 oranında vergi tevkifatı yapılır (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için bu tevkifat, ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine ait kazançlarına uygulanır) ve yapılan tevkifat 98 ve 119 uncu maddelerdeki esaslar çerçevesinde beyan edilip ödenir. Bu fıkra kapsamında vergi tevkifatının yapılacağı tarihe kadar kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği hesap dönemine ilişkin karın dağıtımına (avans olarak dağıtılanlar dahil) veya dar mükellef kurumlar tarafından ana merkeze aktarılan tutara bağlı olarak tevkifat yapılması durumunda, tevkifat yapılan tutara isabet eden kısım için bu fıkraya göre ayrıca tevkifat yapılmaz.

Birinci fıkra kapsamında tevkifata tabi tutulan kazancın dağıtılması halinde, dağıtılan kar payı veya dar mükellefler tarafından ana merkeze aktarılan tutar üzerinden bu Kanun ile 5520 sayılı Kanun uyarınca ayrıca tevkifat yapılır. Bu durumda tevkifat matrahı, dağıtıma konu olan ve safi tutar olarak kabul edilen kar payının veya ana merkeze aktarılan tutarın, birinci fıkra kapsamında yer alan oran kullanılmak suretiyle brüte iblağ edilerek bulunan gayrisafi tutarıdır.  Birinci fıkra kapsamında tevkif edilen vergi, bu Kanun ile 5520 sayılı Kanun uyarınca yapılan tevkifattan mahsup edilir. Şu kadar ki, mahsup edilecek vergi, kurum kazancı kapsamında tevkifata tabi tutulan ve sonrasında dağıtılan kar payına veya ana merkeze aktarılan tutara konu gayrisafi tutarın birinci fıkra kapsamında yapılan tevkifat oranına isabet eden kısmından fazla olamaz. Mahsup edilemeyen vergiler red ve iade olunmaz.

Birinci fıkra kapsamında tevkifata tabi tutulan kazancın tam mükellef kurumlara veya Türkiye’de bir iş yeri veya daimi temsilci aracılığıyla kar payı elde eden dar mükellef kurumlara dağıtılması durumunda tevkif olunan vergiler red ve iade olunmaz. Kazancı elde eden bu kurumlarca, dağıtıma konu olan ve safi tutar olarak kabul edilen kar payı birinci fıkra kapsamında tabi olduğu tevkifat oranı kullanılarak brüte iblağ edilir ve bu tutar üzerinden kanuni defterlerine kaydedilir. Bu kazancın, kazancı elde eden kurumlar tarafından bu Kanun ile 5520 sayılı Kanun uyarınca tevkifata tabi tutulması gereken kar payı veya ana merkeze aktarılan tutar olarak dağıtılması durumunda, birinci fıkra kapsamında tevkif edilen vergi, dağıtıma konu edilen kar payına veya ana merkeze aktarılan tutara isabet eden kısma ilişkin yapılan tevkifattan mahsup edilir.

Bu maddenin birinci fıkrası hükmüne istinaden tevkifata tabi tutulan kazancın; sermayeye eklenmesi halinde sermayeye eklenen tutara isabet eden vergi, tevkifatı yapan kuruma, kurumlara kar payı olarak dağıtılmasını müteakip kazancı elde eden bu kurumlarca sermayeye eklenmesi durumunda ise sermayeye eklenen tutara isabet eden vergi, sermaye artırımında bulunan kuruma red ve iade edilir.

Bu maddede yer alan bu Kanun ile 5520 sayılı Kanun uyarınca yapılması gereken tevkifat; 94 üncü maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b.i) ve (b.ii) alt bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci ve 30 uncu maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca yapılması gereken tevkifatı ifade eder.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.”

GETİRİLECEK DÜZENLEME NEYİ AMAÇLAMAKTADIR?

Kanuna eklenen geçici madde ile kurumların 2020, 2021 ve 2022 yılı kazançlarına uygulanmak üzere vergi tevkifatı düzenlemesi yapılmaktadır. Madde ile gelecek dönemlerde ortaklara yapılacak kar dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar üzerinden yapılacak tevkifata mahsuben kurum kazancı üzerinden önceden vergi alınması düzenlenmektedir. Böylece fiili kar dağıtımı veya dar mükellef kurumlar için ana merkeze aktarımı olmayan durumlarda kurum kazancının belli bir oranı üzerinden vergilendirilmesi sağlanmaktadır.

Yapılan düzenlemede esas itibarıyla;

- Kurum kazancı üzerinden yapılması gereken tevkifata,

- Tevkifata tabi tutulan bu kazançların ortaklara dağıtılması veya ana merkeze aktarılması durumunda, kurum kazancı üzerinden tevkif edilen verginin, karın dağıtımı veya ana merkeze aktarımı aşamasında 94 üncü madde ile 5520 sayılı Kanunun 15 ve 30 uncu maddelerine göre yapılacak tevkifattan mahsubuna

- Kurum kazancı bünyesinde tevkif edilen vergilerin maddede belirtilen durumlarda red ve iadesine,

ilişkin üç ana husus düzenlenmektedir.

Bu kapsamda maddenin birinci fıkrasında, kurumların kurumlar vergisi beyannamelerindeki ticari bilanço karlarına kanunen kabul edilmeyen giderlerini ekledikten sonra bulacakları tutardan, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (d) bentleri hükümlerine göre kurumlar vergisinden istisna edilen kazançları, varsa geçici 61 inci madde kapsamında elde edilen kazançları ve hesaplanan kurumlar vergisini düştükten sonraki kalan tutar üzerinden tevkifat yapılmasına ve yapılan tevkifatın fıkrada yer alan esaslara göre beyan edilip ödenmesine ilişkin hususlara yer verilmektedir.

Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarıyla, kurum kazancı bünyesinde tevkifata tabi tutulan kazançların ortaklara dağıtılması veya ana merkeze aktarılması durumunda, kurum kazancı üzerinden tevkif edilen verginin, karın dağıtımı veya ana merkeze aktarımı aşamasında, 94 üncü maddenin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b.i) ve (b.ii) alt bentleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin ikinci ve 30 uncu maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca tevkifata tabi tutulması gereken kar payı veya ana merkeze aktarılan tutar olarak ortaklara dağıtılması durumunda, kurum kazancı bünyesinde tevkif edilen verginin dağıtıma konu edilen tutar üzerinden yapılacak tevkifattan mahsubuna ilişkin düzenlemelere yer verilmektedir. Buna göre, kurum kazancı üzerinden tevkif edilen vergiden karın ortaklara dağıtımı veya ana merkeze aktarımına konu edilen miktarına isabet eden kısmı, karın dağıtımı veya ana merkeze aktarımı aşamasında 94 üncü madde ile 5520 sayılı Kanunun 15 ve 30 uncu maddeleri uyarınca yapılacak tevkifattan mahsup edilebilecektir. Böylelikle, ortaklara yapılacak kar dağıtımı veya ana merkeze aktarılan tutar üzerinden tevkif suretiyle alınan vergi yükünde değişikliğin olmaması sağlanarak mükerrer vergilendirmenin önlenmesi amaçlanmaktadır.

Madde kapsamında ayrıca, kazancın sermayeye ilave edilmesi suretiyle kurumların öz kaynaklarının güçlendirilmesini teşvik etmek amacıyla bir takım düzenlemelere de yer verilmiştir. Buna göre, kurum kazancı kapsamında tevkifata tabi tutulan kazancın sermayeye eklenmesi durumunda sermayeye eklenen tutara isabet eden kısmın tevkifatı yapan kuruma, kurumlara kar payı olarak dağıtılması ve kazancı elde eden bu kurumlarca sermayeye eklenmesi durumunda ise sermayeye eklenen tutara isabet eden tevkifat tutarının sermaye artırımında bulunan kuruma red ve iade olacağı hüküm altına alınmıştır.

Bu yazıyı paylaş: